Richard Feynman
Richard Phillips Feynman (11 Mayıs 1918 – 15 Şubat 1988)[1] 20. yüzyılın en önemli fizikçilerindendir. Kuantum elektrodinamiği üzerindeki çalışmaları nedeniyle 1965’te Julian Schwinger ve Sin-Itiro Tomonaga ile beraber Nobel Fizik Ödülüne layık görülmüştür.
1918’de ABD’nin New York eyaletinde Queens’teki Far Rockway adlı küçük bir kasabada dünyaya geldi. Henüz 16 yaşındayken türev ve integral hesabını tüm yönleriyle kavradı. 17 yaşında Rockway’den ayrılıp, lisans derecesini yapacağı MIT (Massachusetts Institute of Technology)’e girdi. Lisans derecesinden sonra ünlü Princeton Üniversitesi’ne kabul edildi. Doktorasını Princeton’dan aldıktan sonra, dekorsal sanatlar öğretmeni Arline Greenbaum ile ailesinin itirazlarına aldırış etmeyerek evlendi. 1942’de ABD’nin savaşa katılmasıyla birlikte, Manhattan Projesi (atom bombası projesi) için çağrıldı.
Burada Nazilerden kaçıp ABD’ye sığınan, Alman fizikçi Hans Bethe tarafından kuramsal bölümün önderi olarak atandı. Bu görevi aldığında henüz 24 yaşındaydı. Manhattan Projesi’nde Feynman, kritik kütle için gerekli olan uranyum miktarını tespit etmek için çalıştı. Hipotezini denemek için Los Alamos’u havaya uçurmadan birçok deney araçları geliştirdi. Oak Ridge uranyumun parçalanması sırasında güvenlik sorunuyla uğraşırken, Feynman çalışanların ışıma zehirlenmesinden korunması için prosedürler geliştirdi. Savaş sonrası Bethe’yi takip ederek, Cornell Üniversitesi’ne gitti. Feynman burada atomaltı parçacıkların karmaşık yapısı için basit bir gösterim geliştirdi. Onun bu gösterimi Feynman Çizelgeleri olarak bilinir.
Savaş bittikten sonra, 1965’te Kuantum elektrodinamiğine yaptığı katkılardan dolayı Itiro Tomonaga ve Julian Schwinger ile birlikte Nobel Ödülüne layık görüldü. 1986’daki Challenger felaketini araştıran Rogers komisyonunda yer aldı.
1988’de Los Angeles’ta öldü.
Ölmeden önce söylediği son sözün “İki defa ölmekten nefret ederdim, çok sıkıcıymış” olduğu rivayet edilir.
Gençliği
Richard Philips Feynman, 11 Mayıs 1918’de New York/Queens’te doğmuştur. Ev hanımı Lucille (nee Philips ) in ve satış müdürü Melville Arthur Feynman’ın oğludur. Ailesi Rusya ve Polonya kökenlidir, anne ve babası Aşkenazi Yahudisidir. Ailesi dindar değildi,[kaynak belirtilmeli] genç Feynman da kendisini bariz bir ateist olarak nitelendirmiştir. Daha sonra Yahudi Teorik Seminerini seyahati sırasında Talmud’u harika ve değerli bir kitap olarak bulduğunu söyledi
Einstein ve Teller gibi konuşmayı geç öğrenenlerdendi. Üçüncü yaş gününde, henüz ancak bir kelime mırıldanabilmişti. Bir yetişkin olarak Bronx aksanını benimsemişti. Bu aksan gösterişli ve abartılı olmak için yeterince yoğundu. Bu nedenle Feynman’ın yakın arkadaşları Wolfgang Pauli ve Hans Bethe bir keresinde onun bir “aylak” gibi konuştuğunu söylemiştir.
Genç Feynman, geleneksel düşünceyle çelişen sorular sorması için onu destekleyen ve Feynman’a yeni bir şey öğretmeye her zaman hazırlıklı olan babasından yoğun olarak etkilenmiştir. Annesinden de hayatı boyunca sürdürdüğü espri anlayışını kazanmıştır. Çocukluğunda da bir mühendislik yeteneğine sahipti. Bu yetenek evindeki laboratuvarında yaptığı deneyler sayesinde korunmuştur. Bozulmuş radyoları tamir etmekten de zevk alırdı. İlköğretimde iken, ailesinin günlük işlere koşuşturduğu sıralarda o bir hırsız alarmı yaratmıştır.
Richard beş yaşındayken, annesi bir oğlan çocuk doğurdu ancak bebek dört haftalıkken öldü. Dört yıl sonra, Richard’ın kız kardeşi Joan doğdu ve bütün aile Fark Rockway/Queens’e taşındılar. Geçen dokuz yılın boyunca Joan ve Richard yakındılar. Çünkü ikisi de dünya hakkında doğal bir meraka sahiplerdi. Anneleri onlara bir kadının bu tarz karşılaştırmalar yapabilecek bi kafatası yapısına sahip olmadığını söyledi. Annesi Joan’ın astronomi konusunda çalışmak istemesine karşı çıkmasına rağmen, Richard onu evreni keşfetmesi için destekledi ve Joan en sonunda Dünya ve güneş rüzgarları üzerinde uzmanlaşmış bir astrofizikçi oldu.
Eğitimi
Feynman, Nobel kazanan Burton Richter ve Baruch Samuel Blumberg gibi yoldaşlarının da gittiği Far Rockaway High School’a gitmiştir. Lisenin hemen başında Feynman hızla daha üst matematik derslerine terfi ettirilmiştir. Okulda yapılmış belirtilmemiş bir IQ testinde Feynman’ın IQ’su 123 olarak ölçülmüştür bu IQ James Gleick isimli biyografıra göre “yüksek fakat zar zor takdir edilen” bir değerdi.15 yaşına geldiğinde, kendi kendine trigonometri, ileri algebra, sonsuz seriler, analitik geometri ve hem türev hem de integrali öğrenmişti. Üniversiteye girmeden önce, kendi yöntemiyle yarı-türev gibi konuları türetiyor ve deneyler yapıyordu.
Arista Şeref Topluluğu’nun bir üyesi olarak okuldaki son yılında Feynman, New York Üniversitesi Matematik Olimpiyatları’nı kazandı. En yakın rakibiyle arasında olan büyük fark jüri üyelerini çok şaşırttı.
Direk niteleme alışkanlığı bazen geleneksel düşünürlere göre boş laf gibi gelirdi. Örneğin kedi anatomisini öğrendiği esnada sorduğu sorulardan biri ” elinizde kedinin haritası mı var ?” olmuştur fakat o burada aslında bir anatomik çizelgeyi kastetmiştir.
Kolombiya Üniversitesi’ne başvurdu ancak kabul edilmedi çünkü bu üniversite kabul edebileceği Yahudi kotasını zaten doldurmuştu. Bunun yerine Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’ne gitti. Burada da 1939 yılında lisans derecesini kazandı ve aynı yıl Punthan Fellow olarak isimlendirildi.
Princeton Üniversitesi’nin lisans üstü sınavında matematik ve fizik dalında harika bir sonuç elde ederken İngilizce ve tarih alanında çok zayıf bir sonuç almıştı. Feynman’ın ilk seminerine katılanlar arasında Albert Einstein, Wolfgang Pauli ve John von Neumann da vardı. 1942 yılında Princestone’dan PhD aldı ve tez danışmanı John Archibald Wheeler’dı. Feynman’ın tezi kuantum mekaniğinde statik hareket prensiplerine uygulandı, Wheeler-Feynman diyagramını kuantize etme arzusuna ilham oldu.
Manhattan projesi
Princeton’dayken fizikçi Robert R. Wilson Feynman’ı , Manhattan Projesine katılması destekledi ( bu dönemde savaş zamanında Amerikan ordusu Los Alamos’taki projede atom bombasını geliştiriyordu). Feynman, bu girişime katılmaya ikna olduğunu çünkü Nazi Almanyası geliştirmeden, kendilerinin atom bombasını yapması gerektiğini söyledi. Feynman, Hens Bethe’nin teorik bölüğüne katıldı ve Bethe’yi kendisini kurup lideri yapmasına neden olacak kadar etkiledi. O ve Bethe, Feynman- Bethe formülünü geliştirdiler ve bu formül fizyon bombasının verimini hesaplamalarına yardımcı oldu. Bu Robert Serber’in daha önceden yaptığı çalışmalara dayandırılarak yapıldı.
Trinity Bombası
Kendini bu projesindeki işine adadı ve Trinity bombası testinde de yer aldı. Feynman’ın, patlamayı siyah gözlükleri olmadan veya Welder lensi ile korunmadan gözlemleyen tek insan olduğu söylenir. Sebep olaraksa kamyon ön camından gözlemlemenin, camın zararlı ultraviole ışınlarını engelleyecek olduğunu söyledi. Patlamaya şahit olduğunda, patlamanın devasa parlaklığı nedeni ile Feynman arabasının zeminine doğru eğildi, buna rağmen mor bir leke gördüğünü söyledi.
Yaşça küçük bir fizikçi olduğu için, projenin merkezinde yer almadı. Bu projede yer aldığı en büyük kısım, insan bilgisayarları hesaplayan grubun teorik kısmında var olmaktı ( burada öğrencilerinden biri John G. Kemeny’dir ve daha sonra BASIC dilini programlamada ortak tasarıma ve özelleştirmeye gitti devam ettiler). Sonraları, Nicholas Metropolis ile birlikte, zımbalanmış IBM kartlarının hesaplama yapmak için kullanılacağı bir sistem yayınlamakta beraber çalıştılar.
Feynman’ın, Los Alamos’ta yer aldığı başka bir iş ise Los Alamos “Su Kaynatıcısı” için nötron hesaplamaları yapmasıdır. Bu iş üzerindeyken, hakkında çalıştığı konu Oak Ridge tesisine verildi. Burada, materyallerin muhafaza edilmesi konusunda mühendislere yardımcı oldu böylece kritik aksaklıklardan (örneğin bazı materyallerin bazı şartlar altında barındırılması tehlike arz ediyordu) korunulabilirdi. Aynı zamanda uranyum hidrit bombası için hesaplamaları ve teoritik kısımları yaptı, daha sonraları bunun uygun olmadığı kanıtlandı.
Niels Bohr
Feynman, baş başa tartışmak için fizikçi Niels Bohr tarafından çağrıldı. Daha soradan Bohr ile tartışmanın pek çok fizikçi tarafından hayranlık ve saygı duyulduğunu öğrendi. Feynman hiç utangaç bir adam değildi, Bohr’un fikirlerinde kusur olduğunu düşündüğü her şeyi direk söylüyordu. Feynman, Bohr’a karşı diğer insanların hissettiğinden daha az saygı duymadığını ancak konu fiziğe geldiği zaman sosyal nitelikleri ikinci plana ittiğini söyledi.
Los Alamos, içerdiği işin yüksek güvenlikli olduğu gerekçesi ile izole edilmişti. Feynman’ın kendi ağzından söylediğine göre, “Orada yapılacak hiçbir şey yoktu” Sıkılmıştı, kapıların ve kabinlerin kilitlerini maymuncukla açarak ve güvenli kağıları karıştırarak merakını gideriyordu. Feynman, iş arkadaşlarına pek çok şaka yaptı. Bir keresinde bir dolgu kabinini kilitleyen sayı kombinasyonunu buldu. Bu kombinasyonu bir fizikçinin en çok kullandığı sayıları deneyerek ( örneğin 27-18-28, doğal logaritmada e=2.71828…’dir ) bulmuştur.
Açtığı kabinlerde bir iş arkadaşının muhafaza ettiği atomik bomba araştırmalarının da aynı yolla açıldığını buldu. Alay etmek amacıyla açtığı kabinlere çeşit çeşit notlar bıraktı fakat bu iş arkadaşlarını ürkütmeye başladı. Frederic de Hoffmann, bie casusun ya da sabotajcının atomik bomba araştırmalarının notlarına eriştiği düşüncesine kapıldı. Ardından Feynman’ın eşini almak için Klaus Fuchs’tan ödünç aldığı araba ile birlikte, Klaus’un Sovyetler için çalışa asıl casus olduğu anlaşıdı. Klaus nükleer sırları arabası ile Santa Fe’ye taşıyordu.
Ara sıra Feynman Amerikan yerlileri gibi konuşabileceği bir yer bulurdu. Çok geçmeden fark edildi ve “Injun Jeo” denilen gizemli bir Hindistanlı hakkında dedikodular yayılmaya başladı. Aynı zamanda laboratuvarda baş çalışanlardan biriyle arkadaş oldu.
Feynman, “The Pleasure of Finding Things Out”da Manhattan projesine katılma gerekçeleri hakkında düşüncelerini üstü kapalı bir şekilde ifade etmiştir. Feynman, Amerika’ya müttefik kuvvetler yardımcı olmadan önce Nazi Almanyasının, bombayı daha erken geliştirebileceğini hissetti. Almanya’nın mağlup edilme ihtimalini tekrar düşünmemenin kendi hatası olduğunu söylemeye devam etti.
Atom Bombası Endişesi
Aynı yayımda, Feynman atom bombası çağı hakkındaki endişelerinden de bahseder. Hatırı sayılır bir zaman boyunca bombayı kullanmanın yüksek risk içerdiğini bu nedenle gelecek için yapılmasının anlamsız olduğunu söyledi. Daha sonraları bu dönemini “depresyon” olarak nitelendirdi.
Devamını okumak için sayfa numaralarından ilerleyin;